19 Mart 2024

Anadolu Abdalları Paneli (2)

NEŞET ERTAŞ’IN PANELDEKİ KONUŞMASININ ÇÖZÜMÜDÜR.

“Sanki saz çalıp türkü söyleyecekmişim gibi. Efendim, belki bildiğiniz belki bilmediğiniz ben mektebe gidemedim babam gibi. Fazla laf konuşmayı da pek hak edemiyom.

Öncelikle bu günü, bir noktayı da sonra söylemek istiyorum, Bu günü bizler için tesbit eden sayın büyüklerimiz diyeyim,  hepiniz büyüğümüzsünüz, hepinize saygım sonsuzdur, sevgim sonsuzdur. Burada kıymetli araştırmacılarımızın da anlattıklarından dolayı sonsuz saygı duyuyorum, sonsuz sevgi duyuyorum.

Şurada kısa zamanda epey şey öğrendim. Neyi öğrendim? Tarihi öğrendim anlattıklarından. Bence tarih bugün, ne zaman gördüm o gün.

Ben haddim olmayarak şöyle bir şey söylemek istiyorum efendim. Hakk, var ettiğini yok etmiyor ruh olarak. Biraz evvel türkülerimizin içinde geçen ruh, bu türkülerimizde var. Vücut ölür ama uruflar ölmez. Bunca mahlûkat var heçbiri gülmez, cehennem azabı zordur çekilmez, azap çeken hayvanları görmeli diye türküler de çığırdık. Yetmiş bir yaşındayım çok yaşayan yüze kadar yaşıyo. Bu yaşta da bunları söylemeyelim de öldükten sonra mı söyleyelim efendim.

Dünyada bu canlar içinde hepimiz ruhuz.İki can vardır, bir insan canı bir de insanoğlu olarak erkekler olarak bizim canımız. İnsan sıfatına benzeyen biz insanoğlu, insan ise analarımız. Biz bu canlar içinde hepimiz ruhuz. Biraz bir şiirin içinde, hani nerde ne arıyon ? Divane gönlüm dinle bir kendini anlamak için, sen bir ruhsun kalbin ruhuna bağlı iradeni de önlemek için vücut ruh olarak hepimize girdiği için kendimizi bilmiyoruz. Bizim haricimizde bir şey söylemiyor. Ama bize içinde ruh olarak hissettiriyor. Neyin ne olduğunu sana tarif eder. Gözün iyiyi kötüyü de görür gözün, şu garibin aciz sözü sıradan bir söz sanma sakın deyi de benim cahillerime, küçüklerime söylediğim laflar var. Özür dileyerek şunu söylemek istiyorum. Bizler yani erkekler olarak, dünyada insanoğlu olarak hepimizin canı aynı can, içinde ayrı ayrı biz ruhlarız. Dünyadaki analarımızın canı aynı can, onlarda onun içinde ayrı ayrı ruhlar ama benim canım yaratılmış can, anamın canı yaratan can canlı can.

Bütün kalplerde, hani kalpten kalbe giden yol Allah yoluyla gider neden, gece gündüz senlen beraber olarak olan kimdir? Sendeki sendir. Benim canım yaratılmış can, yaratıldığını bilen yaratanı da bilir. Öte yanı ne kalır bilmiyorum. Benim aklım ‘iki böyük niğmetim var biri anam biri yârim’ demeye yetti. Çünkü gelmiş geçmiş bütün şairlerin bütün ozanların ne varsa gelmiş geçmiş bugüne gelinceye kadar hepsinin -zaten arife tarife hacet yok biliyoruz- ne dediğini biliyoruz.

Burda canlı olan candır. Ve bu canlı canında en güzeli kimdir diye sorsam hepiniz bunu mutlaka bileceksiniz. Sevdiğimdir.
Sevdiğin kimdir? Güzel bir kızdır, öyle değil mi efendim. Sevmediniz mi güzel kızı siz? Hanginiz âşık olmadınız? Dünyaya gelip de âşık olmadım diyen yalan söyler.

Aradım şeytanı buldum meğerse yaratmış şeytan hayret ettim orda kaldım gördüm ki adammış şeytan, hayret ettim orda kaldım, hayli fikirlere daldım, adam şeytan olur mu deyi, hakikatten habar aldım, meğerse bilenmiş şeytan. Senin inancını da biliyor, öyle de kandırıyormuş. Şeytan dediğimiz yaratmış ne yazıkki insanlar kanmış, yalanı benimseyen kara yanmış, devri sıfatı huzurunuzdan ırak hayvanmış şeytan. Hak bunu böyle buyurmuş, onu da bize duyurmuş, şükür garibi gayırmış, çok şükür alandan şeytan. Bile bile yalan söyleyen şeytandır. Arife tarife ne hacet ne hak meydanda gördüysen o senindir sende onunsun eğer bile bildiysen arif olan bunu bilir. Dere yolunda gevher alır, daha geride ne kalır, dosta gönül verdi isen. Burda canlı bir beden kalır, ruh gider. Ruh gitti mi hepimiz biliyoruz. Uyuduğun zaman uçup gidiyor istediğimiz yerlere. Bu can vücuttan çıktığında ruh görülüyor mu giderken, hayatta da öyle. Böyle olunca ben fazla söylemek istemiyorum. Zaten türkülerimle yıllardır başınızı ağrıttım. Konuşmacılara sonsuz saygımı sunuyorum, ne güzel anlatıyor. Bugünü bizler için düşünüp tespit edenlere sonsuz saygı duyuyorum.

Ama bir şeyi belirlemiştim, onu da söyleyeyim. Yeryüzündeki bütün insanoğlu olarak boyumuz ne olursa olsun, hepimizin, hepimiz aynı ölçüye sahibiz. Artısı var mı? Aynı can içindeyiz ama ayrı ayrı ruhlarız diyorum. Analarımız da aynı can ayrı ayrı ruhlar. Bütün kalpler merkeze bağlı olduğuna göre hangimiz aşağıyız birbirimizden hangimiz yukarıyız birbirimizden. Biz Allahın sofrasındayık bu sıfat sayesinde. İnsanlar için dünya cennettir, huzurunuzdan ırak hayvanlar için cehennemdir.

Vücut ölür ama uruflar ölmez, bunca mahlûkat var hiçbiri gülmez, cehennem azabı zordur çekilmez, azap çeken hayvanları görmeli. Kaplumbağa 200 sene yerde sürünerek yaşıyor, aslan pençeliyo kıramıyo, çekecek o çilesini. Niye? İnsan doğdu dünyada insan ölemedi de onun için, ettiklerini çekiyo. Hepimiz Allah’ın bir ananın çocukları eşit nasılsa, hepimizde Allahın var ettiği ruhlar olarak aynı eşitiz. Farkımız birbirimizden ney? Senin üç keçin mi? Zengin isen ya bey derler ya paşa fukara isen ya aptal derler ya Çingen haşa.”

.

One thought on “Anadolu Abdalları Paneli (2)

  1. Sayın Adnan Yılmaz; İyi ki varsınız ve belki onlarca kitabın taramasıyla elde edinebileceğimiz değerli bilgileri o güzel yazı dilini de koruyarak taktire şayan bir bir bütünleme içinde bizlere sunuyorsunuz.Teşekkürler.

Comments are closed.